Dayforce adlı insan kaynakları platformunun verilerine göre, ABD’deki şirketlerde 2023’te alınan hastalık izinleri, 2019’a kıyasla yüzde 55 artmış durumda. Gusto adlı başka bir platform ise, profesyonel hizmetler sektöründeki beyaz yakalı çalışanların yüzde 30’unun 2022’de hastalık izni aldığını ve bu oranın 2019’a göre yüzde 42 arttığını belirtti. Bu eğilim, 2023 yılında da artarak devam etti.
Genç çalışanlar, bu değişimi yönlendiren en büyük grup olarak öne çıkıyor. CNBC-e’nin aktardığı Gusto’nun araştırması, 25-34 yaş aralığındaki çalışanların, daha yaşlı meslektaşlarına kıyasla daha fazla hasta günü kullandığını gösteriyor. Ayrıca, 35 yaş altı çalışanların hastalık izni oranı, 2019’dan bu yana yüzde 29 artmış durumda.
Uzaktan çalışan gençler de bu trendin bir parçası. Dayforce’un verilerine göre, uzaktan çalışanlar, ofiste çalışanlardan daha fazla hasta günü kullanıyor. Bu durum, esnek çalışma ortamlarının gençler arasında daha kabul edilebilir hale gelmesiyle ilişkilendiriliyor.
PANDEMİ ETKİSİ
Uzmanlara göre, bu artışın birçok nedeni var. Pandemi dönemi, insanların sağlıklarına daha fazla önem vermelerine ve hasta olduklarında işten uzak durmalarının önemini fark etmelerine neden oldu. Ayrıca, genç çalışanlar arasında zihinsel sağlık günleri de daha yaygın hale geldi. Bu durum, gençlerin iş yerinde daha fazla stres ve kaygı yaşamasıyla ilişkilendiriliyor.
Uzmanlar, Z Kuşağı’nın iş-yaşam dengesine verdiği önemin, işveren-çalışan sadakati üzerinde de etkili olduğunu belirtiyor. İşten çıkarma haberlerinin artmasıyla birlikte, gençler işlerine tüm enerjilerini vermenin değerini sorguluyorlar.
Sonuç olarak, Z Kuşağı’nın öncülük ettiği bu trend, hem çalışanlar hem de işletmeler için önemli bir ders niteliğinde: İşe gelmek yerine, sağlığınızı önceliklendirmenin uzun vadede daha faydalı olabileceği gerçeği. Ancak uzmanlar, bu sınırların aşırı sert bir şekilde çizilmesi durumunda işsizlik riskinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.
